MARKA KENT KÜTAHYA
Marka kent olmaktan ne anlamak lazım? Öncelikle, bir kenti marka kent haline getirmekten sorumlu paydaşların mutabık kalacakları görüş birliği oluşmalı ve bu görüşler doğrultusunda hazırlanacak yol haritasına hizmet etmek anlamında, tüm paydaşların katkı sağlaması gerektiği gerçeğinden yola çıkarak çalışmalar sürdürüyoruz.
Görüyoruz, okuyoruz, bazı yerel yönetimler popülist çıkışlar yaparak, yönettiği kenti marka kent yapmayı vaat ediyorlar. Ancak pek azı başarılı olabiliyor. Başarılı olanlara baktığımızda, yöneticilerin vizyonu başta olmak üzere, huzur, sahip olunan değerlerin ortaya çıkarılması, sosyal ve kültürel zenginlik, merak uyandırılarak gelme, görme arzularının tahrik edilmesi ile marka kent oluşumu sağlanabildiğini, bağlı olarak da, turizm başta olmak üzere yatırımların gelmesinin büyük ölçüde sağlanmış olduğunu görüyoruz.
Marka kent olmak için öncelikle toplum olarak istekli olmak ve gereklerini yerine getirmek için toplumun bütün katmanları ile bir arada, aynı idealler çerçevesinde, aynı hedefe yönelik olarak çalışılmasının gerektiğini biliyoruz. Bunun için, öncelikle yol haritası belirlenmesi gerektiğini, 5N 1K mantığı ile nerelerde, ne zamanlarda, neler, nasıl ve kimlerle birlikte yapmamız gerektiğini paydaşlarımıza anlatarak, stratejik fikir oluşmasını sağlamaya çalışıyoruz.
Stratejik fikir temel ilkesi olarak;
- Kütahya halkı
- Sivil toplum kuruluşları
- Üniversitemiz
- Yerel yönetimler
- Siyaset
olmak üzere beş erk ile, ekip çalışması yapılması gerektiğini düşünüyor ve bu düşüncemizi her vesile ile her ortamda dile getirerek hayata geçirilmesi için, var gücümüzle çalışıyoruz. Biliyoruz ki, beş erk bir arada olmazsa, hizmet üretilemez, hele hele bu erkler arasında uyuşmazlık olursa, kent durağan süreç içine girer.
Kütahya Valimiz Sayın Ahmet Hamdi Nayir’in, yerel dinamikleri, değerli milletvekillerimizin, hem yerel, hem de genel dinamikleri, bu istikamette desteklediklerini görmek, umutlarımızı artırıyor.
Kütahya, marka kent olmak için gerekli tüm faktörlere fazlası ile sahiptir. Özetlemek gerekirse:
Lokasyon ve ulaşım kolaylığı olarak;
Çok avantajlı coğrafi konumuna baktığımızda, İstanbul, Ankara, İzmir, Manisa, Antalya, Bursa, Balıkesir, Sakarya, Kocaeli, Denizli, Konya, Eskişehir gibi Türkiye ekonomisinin % 70’ten fazlasını barındıran büyük şehirlere, 70 km. en fazla 350 km. yakınlıkta olması,
Yukarıda not edilen büyük şehirlerin pek çoğunda yaşayanların, Antalya yolculukları esnasında mutlaka kullanmak zorunda oldukları kara yolu ana arteri üzerinde olması,
Tarihi zenginliği olarak;
Kütahya, 7000 yıllık tarihe sahip. Pek çok medeniyetin gelmiş geçmiş olması, Frigya krallığı medeniyetinin izlerini halen görmenin mümkün olması,
Frigyalılardan sonra Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Selçuklu İmparatorluğu, Germiyanoğlu Beyliği, Osmanlı İmparatorluğu’nun bu topraklarda yaşamış olması,
Efes’ten daha iyi korunduğu bilinen Aizonai antik kenti, asırlara meydan okuyarak hala dimdik ayaktadır. Aizonai’de dünyanın ilk borsasının olması, ilk toplu iş sözleşmesinin yapıldığına dair kitabelerin varlığı, Aizonai antik kentinin değerine değer katması,
Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşunun, Kütahya’nın Domaniç ilçesinde başlamış olması, Hayme Ana’nın, torunu Osman Gazi’yi salladığı Mızık Çamının halen muhafaza ediliyor olması,
Kurtuluş Savaşı’nın kazanıldığı, “Ordu’lar, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” komutunun verildiği 137.000 şehit verdiğimiz Dumlupınar meydan muharebesinin, Kütahya’nın Dumlupınar ilçesinde kazanılmış olması, çok sayıda şehitlik, anıt ve müze olması,
Doğal zenginliği olarak;
Yer altı zenginlikleri açısından, stratejik bor başta olmak üzere, 48 değişik madenin varlığı ve Türkiye’de en çok sayıdaki termal kaynağın Kütahya’da olması,
Topraklarının % 53 kısmının orman olması,
Jeotermal kaynaklarının zenginliği, Ilıca, Yoncalı, Murat Dağı, Eynal, Emet, Tavşanlı, Dereli kaplıcalarının varlığı.
Mimari zenginliği olarak;
Eski Kütahya evlerini tüm eski mahallelerde görmenin mümkün olması, buralarda tanıtım, yemek, hediyelik, müze imkânlarının sunulması.
Sanatsal zenginlik olarak;
Ata mirası çini sanatının geliştirilmiş olması, her evde mutlaka bir çini obje bulunması sayesinde, çininin itibarının korunması.
Arkeoloji Müzesi, Çini Müzesi, Sıtkı Usta Müzesi, Yer Altı Kaynakları Müzesi, Hava Er Eğitim Tugayı içinde, halka açık Arkeoloji Müzesi, Kossuth Müzesi ve 76000 parçadan oluşan NG koleksiyon binası gibi son derece değerli ziyaret yerlerinin bulunması,
Çok sayıdaki musiki ve resim çalışmaları yapılan topluluklar.
Değerler zenginliği olarak
Günümüzde Dönenler Cami olarak kullanılan, Konya’dan sonraki en değerli Mevlevi dergâhı olan Celâleddin Argun dergâhının Kütahya’da bulunması,
Evliya Çelebi’nin Kütahyalı olması,
Ermeni olduğu için kabul edilmesi tereddüt edilen, 2003 yılında Fransa’da heykeli açılmasıyla hatırlanan fakat hala kabul edilemeyen Kütahyalı Gomidas’ın, kabul edilmesi halinde turizm anlamında fırsat olması,
Kalaycılık, bakırcılar gibi, kaybolan mesleklerin son temsilcilerinin, hala işlerinin başında olan örneklerin varlığı,
250’den fazla yerel firmanın, şirket veya markası içinde “Kütahya” adının geçmesi neticesinde, zihinlerde yer bulması,
Eksilerimize baktığımızda, artılarımız olarak yukarıda sadece bir kısmını yazabildiğimiz fırsatların ekonomiye çevrilmesi konusundaki yetersizliğimizi görüyoruz.
Eksilerimizin bertaraf edilmesi için, halk, sivil toplum kuruluşları, üniversitemiz, yerel yönetimler ve siyaset erkleri bir arada, Marka Kent Kütahya hedeflerimize ulaşmak için, KUTSO olarak var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.
Geleceğin marka şehirleri içerisinde, ülkemizden birçok şehrin bulunacağına ve bunlardan birisinin, Kütahya olacağına olan inancımız tamdır. Bunun ilk emareleri de görülmeye başlamıştır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2015 yılı İllerde Yaşam Endeksi verilerine göre Kütahya, Türkiye’nin en iyi 4. ili konumundadır. Bu durum, Kütahya adına sevindirici ve ümit vericidir. Ancak marka şehir olma yolunda alınacak mesafe, gidilecek uzun bir yol mevcuttur.
Cumhuriyetimizin 100. yılı ve Hükümetimizin 2023 vizyonu içerisinde, ülkemizin ulaşması gereken hedefleri olduğu gibi, Kütahya’nın da bu vizyon ekseninde kendi hedeflerini belirlemesi ve bu hedefe ulaşma yolunda gayret göstermesi önemlidir. Başta, Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası (KUTSO) olarak bizlerin, yerel yönetimlerimizin, sivil toplum kuruluşlarımızın, üniversitemizin ve siyasi aktörlerin birlik ve beraberlik içinde uyumlu çalışması ve “ben” değil “biz” düşüncesinin geliştirilmesi ile mesafeler kısalacak ve zenginleşen, daha fazla istihdam üreten ve marka şehir olma yolunda önemli adımlar atan yeni bir Kütahya doğacaktır.
Nafi GÜRAL
Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası (KUTSO)
Yönetim Kurulu Başkanı