KÜTAHYA EKONOMİSİNE BİR BAKIŞ

Türkiye sancılı  bir dönemden geçiyor.

Bu dönemi en az zararla kapatabilmemiz için üstümüze düşen görevleri hatırlamaya çalışalım. Unutmayalım ki, ekonominin yavaşlamasının hem şirketlerimiz hem de ülkemiz için önemli bir risk olduğundan, toplumun bütün katmanlarının bu riskten etkileneceğinden şüphe yoktur. Bu nedenle, ticari hayatımızın normal akışında yavaşlama, duraklama, vb. gibi olumsuz etkiler yaratabilecek kararlarımızı dikkatle değerlendirmeli, hesabımızı doğru yaparak, kaldırabileceğimiz riskleri almak sureti ile olabildiğince normal ticari hayatımıza devam etmeliyiz. Yatırım ve harcama planlarımızı ertelememeliyiz.

 İçinde bulunduğumuz şartlara rağmen, Kütahya iş dünyasının üstüne düşen görev hem şirketlerimizi hem de ilimizi geliştirmek, böylece ülke ekonomisine katkıda bulunmak olduğuna göre, Kütahya ekonomisine bir başka pencereden bakıp değerleme yaparsak; Çevre Şehircilik Bakanlığı ve Kütahya belediyesi ortak çalışması ürünü olan “Kütahya Şehir Kimliği Çalıştayı, 2014” çok faydalı bir kaynak olduğunu göreceğiz. Çalıştay, Kütahya’yı çok iyi bilen, değişik meslek ve sosyal statüden 160 civarındaki katılımcı ile tamamlanmış, sonuç kitabı yayınlanmış. 

Çalıştay sonuç kitabından alıntı yaptığımız GZFT sonuçlarını yorumlamaya çalışırsak, faydalanabileceğimiz bilgilere ulaşabileceğimizi düşünüyorum. GZFT ye göre Kütahya’nın;

 A – GÜÇLÜ YÖNLERİ

 Kitaptaki Sıra nolarına göre;

 3- 35 çeşit madene sahip olması 

Gerçekten ilimiz maden varlığı açısından oldukça geniş kaynaklara sahip. Bu kaynakların işletilmesi için firmalarımız olarak veya partnerler bularak işletilmeye çalışılması önemsenmelidir.

 5- Çinicilik başkenti olması 

Evet, çinicilik başkenti. Ancak, sanat ile zanaatı birleştirerek çok önemli ekonomik değerler yaratılabilen bu hazineyi, olması lazım gelen şekilde değerlendirebildiğimizi söylememiz mümkün değildir. Az sayıdaki sanatçı çinicimizin yaptığı sanat değeri yüksek çinileri yapan firmalarımız sayı olarak artmalı, sektör hak ettiği ilgi ve değere ulaşmalıdır. 

 6- Porselenin başkenti olması 

Evet, Kütahya Porselenin başkenti, Türkiye’de üretilen porselenlerin %80’i Kütahya’da üretiliyor, yeni yeni üreticilerin çıkması sevindirici, aynı zamanda ticaretini yapanlar da sayı olarak artmalı.

 11- Metropollere yakınlığı 

350 km yarıçapında bir daire çizildiğinde, İstanbul, Ankara, İzmir, Denizli, Balıkesir, Bursa, Kocaeli, Sakarya, Eskişehir, Konya gibi büyük şehirleri içine alan coğrafyanın Türkiye’nin en gelişmiş bölgesi olduğu biliniyor. Büyük şehirlerdeki devasa pazarlara  üretici ve satıcı tedarikçi olmak avantajını iyi kullanmalıyız.

 15- Zengin Termal kaynaklar 

Gerçekten hem sayı, hem debi, hem de mineral zenginliği itibariyle son derece zengin kaynaklara sahip olan Kütahya’da, müşteri tercihlerine uygun standartlarda, çok geniş yelpazedeki değişik kapasitelerde, yatırım bedeline göre eşit karlılık sağlayan yatırım imkânı bulunmaktadır. İsteyenin pansiyon tarzında veya küçük kapasiteli oteller yapabileceği gibi, büyük yatırımlar da bu kulvarda kendisine yer bulabilir.

B – ZAYIF YÖNLERİ

 1- Girişimci ve yatırım eksikliği

2- Müteşebbis ruhun olmaması,

B 1 ve B2 çok düşündürücü. İş dünyası olarak bu mesaja kulak vermemiz lazım. Gereğini yapmak için kendimizi sorumlu tutmamız lazım. Demek ki, Kütahya halkı iş dünyasını böyle görüyor.

 5- Dışarıdan gelecek birisinin onları kurtaracağı saplantısı içinde olması 

Evet, toplumda böyle bir saplantı var. Nedense kendi içlerinden çıkaracakları yatırımcıları yüreklendirmekle beraber dışarıdan yatırımcı gelmesini arzu etmek daha faydalı bir yaklaşım olabilir

Dışarıdan gelen yatırımcı sıfatı ile değil de, ulusal sermaye olarak isimlendirdiğim sermaye ve az sayıdaki global sermaye yatırımları Kütahya’ya yetmiyor, daha fazla ulusal sermaye ve global sermaye gelmesi için daha çok çalışmamız gerekiyor. Ama aynı Zamanda özellikle mikro, küçük ve orta boy yerel dinamiklerimizin de yüreklendirilmesi için çok çalışmalıyız.

 7- Yerel halkın önemli bir kısmının asgari ücretli, emekli olması

Gene her zaman söylediğim, Kütahya’nın en önemli sorunu yeterince zengin olamaması gerçeğidir. Zenginliğin yolu yatırımlardan geçtiğine göre, yatırım potansiyeli olan tüm hemşerilerimizi yüreklendirerek teşvik etmemiz önem arz etmektedir.

 12- yaşamı cazip hale getirecek aktivitelerin eksikliği 

Kütahya’da yaşayan hepimizin ortak görevi, yaşamı cazip hale getirecek aktiviteleri yaratmak olduğunu kabul etmeliyiz.

 16- özelleştirme öncesindeki KİT’lerin özel girişimci sınıfın oluşmasını engellemesi, 

Ben bu gözleme katılmıyorum. Aslında bu imkânlar zamanında  fırsat olarak değerlendirilmeli idi. Kit’lerde çok değerli teknik elemanlar yetişti, işletmelerindeki makine ve teçhizatların yenilenmesini, hatta komple yeni tesisin montajını yapabilecek bilgi ve beceriye sahip olan teknik elemanların  çok azı iş hayatına atıldı, çoğunluğu birikimlerini gayrimenkul yatırımları olarak değerlendirdi. Çoğunluğu İş hayatına atılmış olsalardı, bu gün çok önemli makine üretim merkezi olabilirdik.

 24- Kurumlar arası koordinasyon ve iletişim eksikliği 

Her zaman söylediğimiz, halk, STK’lar, üniversitemiz, yerel yönetimlerimiz ve siyasilerimiz olarak isimlendirdiğimiz 5 erk’in bir araya gelmesi beklentimizin bir başka ifade tarzı olarak gördüğümüz bu saptamayı Kütahya’ya mesaj olarak  hatta talimat olarak algılıyorum.

 C – FIRSATLAR

 2- OSB’lerin varlığı 

İl genelinde 4 OSB bulunması, buralarda yatırım için arazi tahsis edilebiliyor olması, 5. OSB olarak Zafer OSB kuruluş çalışmalarının hız kazanması sevindirici. Bu demektir ki, yatırım için arsa bulunması sorun olmayacaktır.

 5- Zafer Kalkınma Ajansı ve TKDK

Her iki kurum Kütahya merkezli ve çok başarılı şekilde çalışıyor. Yararlanmak çok önemli, yeter ki, bu kurumlardan yararlanmayı isteyelim, gerisi kendiliğinden akıp gidiyor. Her iki kurumun uzmanları, yatırımcılar için olabilecek her türlü yaklaşımı gösteriliyor.

 6- Üniversite, Tıp Fakültesi 

Üniversitemiz ilim irfan dağıtmasının yanı sıra merkezde 40.000 öğrenci, ilçelerde 14.000 öğrenci ile çok önemli ekonomik katma değer sağlıyor. Öğrencilerimize yönelik vereceğimiz kaliteli hizmetler hem onların mutlu bir öğrencilik dönemi yaşamalarına hem de bu hizmeti verenlere işlerini geliştirmek imkânı sunmaktadır. Elbette Tıp Fakültesi üniversitemizin değerine değer katan çok önemli bir kurum. İzlediğimiz kadarı ile üniversitemiz her yıl kabul puanlarını yükseltmekte, tercih edilebilirlik ve eğitim değerini artırmaktadır. Üniversitemizin toplumdan beklentilerini iyi öğrenmeliyiz ve gereğini yerine getirmeliyiz.

 9- Hava alanı

Günümüzde vaz geçilmez ulaşım aracı olan hava taşımacılığı imkânlarının kullanılması, uluslararası uçuşlara imkân vermesi, çok önemli bir kazanımdır. Tarifeli seferlerin artması ile daha fazla fayda elde edileceği için, hava alanımızı olabildiğince çok kullanmalıyız, kullanılması için hepimiz gayret sarf etmeliyiz.

11- Ulaşım avantajı 

Önemli bir kara yolu güzergâhında olması, raylı sistem ve hava alanına sahip olması, Gemlik limanına yakınlığı önemli bir avantaj olarak faydalandığımız imkânlar olduğunu görüyoruz. Hızlı tren ve Ankara İzmir Otobanının Kütahya’dan geçecek olmasını müjdeleyen siyasilerimize  teşekkür ederiz.

D- TEHDİTLER

 1- iş olanaklarının sınırlı olması,

Bu tespit, Kütahya iş dünyasının yeterince iş imkânı sağlayamamış olduğunu gösteriyor, demek ki daha çok iş yeri açmalıyız. Daha çok iş yeri açılabilmesi için, potansiyeli olan yatırımcıları yüreklendirmek, teşvik etmek görevimiz burada da karşımıza çıkıyor.

 4- Halkın çalışma azminin ve hırsının az olması,

164 katılımcı bu konuda mutabık ise, demek ki, halkımız ile birlikte bizler de çok çalışmak, azimli ve hırslı olmak zorundayız.

 9- göç vermesi,

Göç, cazibeye yönelik oluşur, demek ki, çevremizde cazibe merkezleri var, biz de daha çok çalışarak şehrimizi cazibe merkezi haline getirip, göç alan il olmaya çalışmalıyız.

 14- Küçük ölçekli ekonomilerin çok fazla olması nedeni ile ölçek ekonomisinin yükseltilmemesi 

Her zaman ifade ettiğim gibi, mikro ve küçük işletmelerimiz biraz fazla. Çok çalışarak mikro işletmeleri küçük işletme, küçük işletmeleri orta boy işletme, orta boy işletmelerimizi de büyük işletme statüsüne taşımalıyız. Bu görev iş dünyasının en önde gelen sorumlulukları olduğunun kabul edilmesi ve gereğinin yerine getirilmesi lazımdır.

 15- Çevre illerin ekonomilerinin güçlü olmasının Kütahya’nın gelişmesini engellemesi

A-11 de, metropollere yakın olması güçlü yön olarak kabul edilmiş. Doğrudur. Bu tespiti tersine  çevirmeli, tehdit olmaktan çıkarıp, fırsat haline getirmeliyiz

 18- Halkın olumsuz ve karamsar bir bakışa sahip olması

24- insanların risk almaktan kaçınmaları

18 ve 24 değerlendirmeleri pek hoş olmayan bir tespit. Dikkatle yorumlanmalı, bu bakış açısından ders çıkartarak dünya görüşümüzü olumlu hale getirip, kaldırabileceğimiz riskleri alabilen bir yapıya ulaşmamız lazım.

Gönlüm arzu ederdi ki, bu saptamaların içinde eleştirilerle birlikte insanlarımıza, iş dünyasına moral ve motivasyon etkisi yaratacak destek mesajları da olsun, çok değerli ve faydalı bir çalışma olan çalıştay sonuç belgesi raflarda kalmasın, değerlendirilsin, paneller düzenlensin, her meslekten ve sosyal gruptan 164 hemşerimizin ve de uzmanların katıldığı  çalıştayın sonuç kitabını Kütahya’ya hizmet etmek isteyen her kes okusun. 

– Güçlü yönleri bizzat kendisi için kullansın, çevresine kullandırsın

– Zayıf yönleri güçlendirecek çalışmalara katılsın

– Fırsatları kendisi için değerlendirsin, çevresinin de değerlendirmesine yardımcı olsun

– Tehditleri ortadan kaldıracak çalışmaların paydaşı olsun.

 Ama bunları yaparken, asla ve asla hemşerilerimizi, yöneticilerimizi  incitecek, morallerini bozacak söz ve dedikoduların tarafı olmayalım, olanlar olursa, ikaz edelim, dahası, toplumda moral etkisi yaratacak yaklaşımlarla insanlarımızı yüreklendirelim. 

 Görüldüğü gibi, şehrimizin gelişmesinde en önemli aktörlerin Kütahya halkından ama iş insanı ama sade vatandaş, bizatihi Kütahyalının kendisi olduğunu görüyoruz. Bu sorumluluğun bilinci ile Çalışalım, çalışalım, çalışalım.

23/08/2016

Nafi Güral

Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası

Yönetim Kurulu Başkanı