KUTSO BAŞKANI NAFİ GÜRAL, MESLEK KOMİTELERİ MÜŞTEREK TOPLANTISINDA GÜNDEME DAİR AÇIKLAMALAR YAPTI
5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kanunu ve ilgili yönetmelik gereği yılda iki defa düzenlenen “Meslek Komiteleri Müşterek Toplantısının 2016 yılı ikinci toplantısı, KUTSO sosyal tesisi Âlâ Restoran’da düzenlenen kahvaltının ardından, Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası (KUTSO) toplantı salonunda gerçekleştirildi.
Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, Meclis Başkanı İsmet Özotraç, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Y.Yazaroğlu başkanlığında yapılan toplantıya, KUTSO Yönetim Kurulu ve Meclis üyeleri, Meslek Komitesi Başkanları ve meslek komitesi üyeleri katıldı.
Toplantıda, KUTSO meslek komitelerini temsilen söz alan komite başkanı ve üyeleri, birer konuşma yaparak, son altı ayda gerçekleştirilen faaliyetler ve yürütülen çalışmalar hakkında, haziruna bilgi sundular.
Toplantının sonunda, haziruna hitap eden KUTSO Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, güncel siyasi ve ekonomik konulardaki değerlendirmelerini paylaştı. Şehrimizdeki ve ülkemizdeki güncel gelişmeleri değerlendiren Güral, yatırımların, üretim ve istihdamın artırılması yönünde iş dünyasına tavsiyelerde bulundu. Ayrıca, 6736 sayılı yasa ile borçlara yapılandırma fırsatı sağlandığından bahisle, işletmelerin yararlanabileceği kolaylıkları paylaştı. 15 Temmuz sonrası süreci de, iş dünyası açısından değerlendiren Güral, şunları söyledi:
“15 TEMMUZ FELAKETİ, İŞ DÜNYASININ AZİMLİ DİRENCİ SAYESİNDE KOLAY ATLATILDI”
“15 Temmuz felaketinin yarattığı psikolojik, sosyolojik, ekonomik şok etkisinin dağılmaya başladığını hep beraber sevinerek görüyoruz. Her üç faktör, iş dünyamızı olumsuz anlamda etkileyebilecek olmasına rağmen, iş dünyasının azimli direnci sayesinde, bu şok kolay atlatıldı. Sade vatandaştan farklı olarak üstlenmek zorunda olduğumuz, ekonomik görevlerimizi canla başla devam ettiriyoruz.
“MOODY’S NOT İNDİRİMİ, ÜLKEMİZE KARŞI YÜRÜTÜLEN YIPRATMA, ZARAR VERME POLİTİKALARININ SONUCUDUR. ÜLKEMİZDEKİ YATIRIMLARA ZARAR VERECEK BİR KARAR DEĞİLDİR”
Hayat devam ediyor, devam ederken de, her gün yeni gündemlerle karşılaşıyoruz. Bugünlerin gündeminde iki yeni madde var:
-Birincisi, Moody’s kredi derecelendirme kuruluşunun not indirimi,
-İkincisi ise kredi kartları uygulamalarındaki rahatlatma ile piyasada yaratılmak istenen canlılık.
Moody’s not indirimi ülkemize karşı yürütülen yıpratma, zarar verme politikalarının doğal sonucu. Batı ülkeleri, güçlü Türkiye ve güçlü lider istemiyor. Zarar verebilmek için elindeki bütün kozları insafsızca kullanıyor. Ancak, bu girişimin sahibi ülkelerin bekledikleri zararların, bekledikleri ölçüde olmasını tahmin etmiyorum. Zira ülkemize gelecek sermaye ve krediler için, bu gibi not indirimlerinin siyasi olduğunu biliyoruz. Sermaye sahipleri, not indirimini değil, kendi çıkarını gözeterek karar veriyor. Aslına bakarsanız, yabancı sermaye için Türkiye bir cennet, gelişmiş ülkelerde parasını değerlendirecek ortam yok, Türkiye de çok. Bu nedenle, bu not indiriminin ülkemize çok da zarar verecek bir karar olmadığını düşünüyorum.
“HÜKÜMETİMİZİN YENİ DÜZENLEMELERİ VE BORÇLARA SAĞLADIĞI YAPILANDIRMA FIRSATI İLE PİYASALAR HAREKETLENECEK, EKONOMİ CANLANACAK”
Kredi kartları uygulamalarındaki rahatlatmaya gelince;
Kısa vadede ekonomiyi canlandıracak, piyasalar hareketlenecek, satışlarımızın ve cirolarımızın artışı oranında, üretim artacak. Ancak, şunu unutmayalım, üretim beklenenden daha çok artmaz ve sürdürülebilirliği olmaz ise ileride tekrar sıkıntı yaşayabiliriz.
Kredi kartları ile ilgili verilere göz atalım:
-Vatandaşın daha fazla borçlanmasının, dolayısıyla harcama yapmasının önü açılıyor. Hükümetimiz, bu kararı ile risk almak pahasına, piyasada canlanma olmasını bekliyor. Hükümetimizin bu kararının hedefine ulaşması için vatandaşlarımıza düşen görev, ithal yerine yerli malı kullanarak istihdamın önünü açması. İş dünyasına düşen görev ise yerli malı üretimin artması, yerli malı satışının ön planda tercih edilmesidir.
– Ülkemizde 24 milyon kişi kredi kartı kullanıyor,
– Kredi kartı ile alış veriş, yıllık 80 milyardan fazla,
– Kredi kartına bağlı taksitli alış verişe 2013 yılında yeni düzenlemeler getirildi, yapılan düzenleme sonrasında 2016 yılında yıllık 48 milyar lira olan taksitli alış veriş, 33 milyar liraya geriledi,
– Yeni düzenleme ile kredi kartlarının harcama limitleri yükseltildi,
– Taksit sınırı, 9 aydan 12 aya uzatıldı,
– Cep telefonu, akaryakıt ve gıdada taksit olmaması ilkesi devam ettirildi.
– Özellikle kart limiti 3 bin lira altındaki kredi kartı sahiplerinin birikmiş 14 milyar borcu, 6 yıla yayılarak, yeniden yapılandırılması imkânı getirildi. Böylece borçlulara nefes aldırıldı.
Bunların dışında;
– 1 Ocak 2016 itibariyle uygulanan yeni asgari ücretin, büyüme üzerinde olumlu etkisi olduğu,
– Ülkemizde 11 milyon kişi tarafından kullanılan bireysel kredi vadelerinin, 3 yıldan 4 yıla çıkarıldığı,
– Konut edinme kredi faizlerinin düşürüldüğü, %75 olan kredi oranın %80 olarak değiştirilebileceği,
gibi düzenlemeler yapıldı. Ancak, bilinmelidir ki kredi kullanılması, bankaların zorunlu yasal görevleri olmayıp, performansa bağlı olarak kullanılabilecektir.
“ŞEHRİMİZİ VE ÜLKEMİZİ ZENGİNLEŞTİRMELİYİZ”
Her zaman söylediğimizi tekrarlayalım:
– Ülkemiz zenginleşmezse, vatandaşın borç ödemesi zorlaşır.
– Ülke zenginleşirse, yabancı ülkelerin Türkiye üzerindeki emelleri törpülenir.
– Ülkenin zenginleşmesinin doğal sonucu olarak halk zenginleşir.
– Zenginleşmenin temelinde üretim ve istihdam vardır.
– Üretim için yatırım, yatırım için sermaye ve müteşebbis gereklidir. Üretim artarsa istihdam artar, gelir artar, hem fert, hem ülke zenginleşir.
Söz istihdamdan açılmışken, istihdamın temelini oluşturan yatırımcılardan da söz edelim.
Bilindiği gibi, şehrimizde üç kulvarda istihdam imkânı var:
1- Özelleştirme yoluyla özel sektör olan ulusal sermaye yatırımları,
2- Kütahya da temelden yatırım yapmayı tercih etmiş ulusal sermaye yatırımları,
3- Kütahya’nın içinden çıkmış yerel sermaye yatırımları,
Her üç kulvardaki işletmelerimiz, çalışmalarını canla başla sürdürüyorlar.
“YATIRIMCILARA KARŞI TOPLUMSAL REAKSİYON OLUŞTURMA GAYRETİ İÇİNDE OLANLAR İKAZ EDİLMELİ”
Kütahya’da hepimizin üstüne düşen en önemli görevlerden bir tanesi de, her üç kulvarda yatırımları olan işletmelerimizden birisine veya bir kaçına karşı toplumsal reaksiyon oluşturma gayreti içinde olanları ikaz etmektir.
Örnek vereyim; gelmiş geçmiş en önemli sanayici olduğu tartışılmaz, ülkemizin tamamında iyi bilenen, yurt dışında birçok ülkede tanınan Güral ailesinin, Kütahya’ya gelmek isteyen yatırımcılara engel oldukları yönünde söylemler, yıllardan beri süre gelmekte iken, son yıllarda hedefe sadece Nafi Güral yerleştirildi. Bu söylemlerin sahiplerine bakın, hayatı boyunca hiç eleman çalıştırmamış ise bunların, Aliye öğretmeni linç eden zavallı zihniyetin torunları olduklarını düşünürsünüz. Yok, eğer belli kriterlere sahip olanlardan işitirseniz, bunlara sormak lazım, hangi ulusal sermayenin Kütahya’ya gelmesi engellenmiş? İsim verir ise, hep beraber el ele verip olayın üstüne gideriz. İsim veremezler ise iftiracı olduklarını öğrenmiş oluruz, onlardan dinleyeceğimiz her söylemin içinde yalan ve iftira olabileceğini düşünürüz. Kaldı ki, şehrimizi şereflendirmiş, Kütahya ekonomisine önemli değerler katmakta olan onlarca ulusal sermayeden bir tanesi olsun şimdiye kadar çıkar, Kütahya’ya gelişi ile ilgili olarak kendisine yapılan engellemeleri anlatırdı.
Sırf Nafi Güral’a zarar vermek amacıyla uydurulmuş bu gibi söylemlerin, aslında Kütahya’ya gelmeyi düşünen ulusal sermaye üzerinde caydırıcı etkisi olması bile söz konusu olabilir. Bu söylemleri işiten ulusal sermaye, “kendi öz evladını bile hırpalayan zihniyet, zamanı geldiğinde veya ortam yaratıldığında bana da zarar verebilir” endişesi ile Kütahya’ya gelmekten vazgeçebilir, bu riski gözden uzak tutmamak lazım.
Nafi Güral, tüm saldırılara, yıpratma gayretlerine rağmen Kütahya’ya yatırımlarını sürdürecek, asla vazgeçmeyecektir. Kimse merak etmesin, kervan, temposunu artırarak yürüyecektir.
Saldırı yapanlar, Nafi Güral’ın adli, idari, siyasi, ahlaki, ideolojik, psikolojik, terörist, sosyal, ekonomik alanlarda herhangi bir hatasını biliyorlarsa, hemen açıklasınlar, toplum bilsin. Yok, eğer sadece başarılı ve örnek bir insana zarar vererek, kendilerini tatmin etmek amacıyla saldırı yapıyorlarsa, toplum bu kişileri de iyi bilsin. Hele hele hiç bir baltaya sap olamamış bu gibi kişileri toplum iyi tanımalı, hayatta başarılı olmaları halinde, saldırı sırasının kendilerine de gelebileceğini unutmamaları lazımdır.
Buraya kadar anlatmaya çalıştığımız üretim ve istihdam artışının önemini kavramalıyız, üretim ve istihdamı artıracak, yerel, ulusal ve hatta global yeni yatırımcılar yaratmalıyız. Her zaman, her vesile ile dile getirdiğimiz 5 erk bir araya geldiğinde, işimizin ne kadar kolay olacağını hep beraber göreceğiz.
“6736 SAYILI BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN KANUN’DAN MUTLAKA YARARLANIN”
Bildiğiniz gibi, mali mevzuat uygulamalarında mükellef lehine ciddi iyileştirmeler sağlanıyor. Halk arasında vergi barışı olarak anılan, 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun hakkında bazı satır başlarından da söz etmemiz gerekirse şunları paylaşabiliriz.
Borçların Taksitlendirilmesi:
– Maliye Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Oda ve Borsalar gibi kurumlardaki her türlü borçlarınızdan doğmuş olan gecikme faizi, ceza ve benzerlerinin silinmesi, anaparalarının taksitlendirilmesi imkânı getiriliyor.
Matrah ve Vergi Artırımı:
– Kurumlar Vergisi, Gelir Vergisi, stopaj, vb. son 5 yıl vergilerinizin matrah artırımı yapılarak, son 5 yıla ait defter kayıtlarının, incelemeden muaf tutulması imkânı getiriliyor.
İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi:
– İşletmede mevcut olduğu halde, kayıtlarda yer almayan emtia, makina teçhizat ve demirbaşlar kayıt altına alınabilecek.
– Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan emtia, makina teçhizat ve demirbaşlar kayıttan düşülebilecek.
– Kayıtlarda yer aldığı halde, işletmede fiilen bulunmayan kasa mevcudu düzeltilebilecek.
-Ortaklar cari hesabından ve buna benzer kanallardan şirket kayıtlarına girmiş nakitler, resmen kayıt altına alınabilecek.
Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması:
– Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymetlerini Türkiye’ye getiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilecek, hesap sorulamayacak.
– Gelir ve Kurumlar Vergisi Mükellefleri, Türkiye’de bulunan, ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan, sahip oldukları para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, kanuni defterlerde kayıt edebilecekler.
Mutlaka yararlanmanızı tavsiye ederim.
Burada satır başları olarak verdiğimiz vergi barışı konuları, 29 Eylül 2016 Perşembe günü saat 14.00’te odamızda yapılacak toplantı ile Kütahya Defterdarlığı görevlileri tarafından, kapsamlı bir şekilde açıklanacak. Bu toplantıya, tüm üyelerimizin katılmalarının faydalı olacağını belirtmek istiyorum. Bu toplantıdan sonraki bir tarihte, hukuk müşavirliğimiz tarafından soru cevap toplantısının yapılacağını da belirtmek isterim.
Hükümetimiz tarafından iş dünyasına sunulan avantajlı ticari hayat ortamından, azami derecede yararlanmak için kolları sıvayıp, hazır olmalıyız.
Bu vesile ile hepinize iyi dileklerimi, selam ve saygılarımı sunuyorum.”
Haber: KUTSO Basın